EDEP YA HU... Giriş Sayfası Yap
 
BÜYÜK EVLİYALAR H.Z
EVLİYALAR  
  İBRETLİK RESİMLER
  ANA SAYFA
  ABDÜLKÂDİR GEYLÂNÎ
  EBÛ BEKR ENSÂRÎ
  ABAPÛŞ-İ VELÎ
  ABDÜLKÂDİR SIDDÎKÎ
  AHMED KÂDİRÎ
  ALİ GAV SULTAN
  BUSAYRÎ (Muhammed bin Saîd bin Hammâd)
  GAVS-ÜL-MEMDÛH
  İBRÂHİM HAKKI ERZURÛMÎ
  MEHMED BEHÂEDDÎN NAKŞİBENDÎ
  MOLLA GÜRÂNÎ
  OFLU MUHAMMED EMİN EFENDİ
  SÜLEYMÂN ÇELEBİ
  VEYSEL KARÂNÎ
  YÛNUS EMRE
  ZENGENÎ
  EVLİYÂLARIN KABİRLERİNİN BULUNDUĞU YERLER
  DİN NASİHATTIR
  İSLAM BÜYÜKLERİNDEN ÖZLÜ SÖZLER
  İLETİSİM
©2008 - Gizlilik
ABAPÛŞ-İ VELÎ
ABAPÛŞ-İ VELÎ

Anadolu evliyâsından. İsmi Bâli Mehmed Çelebi olup, Bâlî Sultan olarak da bilinir. Germiyan şehzâdelerinden Hızır Paşanın oğludur. Dedesi Süleymân Şah, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî'nin oğlu Sultan Veled'in kızı Mutahhara Sultan ile evli olduğundan, soyu Mevlânâ hazretlerine ulaşır. Babası ona, saltanat elbisesi yerine tarîkat abası giydiği için "Abapûş-i Velî" lakabını vermiştir.

Abapûş-i Velî, küçük yaşta ilim öğrenmeye başladı. Kısa zamanda ilim tahsîlini tamamladı. Ahlâk ve edeb nümûnesi idi. Küçük yaşta Mevleviyye tarîkatı büyüklerinin mânevî bakışlarına kavuştu. İnsanlara doğru yolu göstermek üzere icâzet, diploma aldı.

Devrinin büyük âlimleri ve devlet ileri gelenlerinin çoğu onun sohbetlerini tâkib ederlerdi. Tîmûr Han Afyon taraflarına geldiğinde, onun bölgesine girmedi ve bâzı ihsânlarda bulunmak isteyince; "Bizim abamız, elbisemizi terk ve ihtiyaçsızlık elbisesidir" deyip kabûl etmedi. Tîmûr Han Abapûşî hakkında; "Böyle zatlar boş değildir. Allahü teâlâdan başkasından ne korkarlar, ne bir şey beklerler. Şahların gönüllerinde onların heybeti, korkusu yer etmiştir." dedi.

Abapûş-i Velî ömrünün sonlarını babasından kalan dergâhında yalnız geçirdi. Devamlı ibâdetle meşgûl olurdu. Talebeleri ve sevenleri huzuruna gidip ders ve sohbetlerini dinler, ondan istifâde ederlerdi. Çeşitli zamanlarda insanlar arasına çıkıp, onlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatır, herkesi iyiliğe teşvik ederdi.

Vefâtından önce kendi evine geçen Abapûş-i Velî, üç gün sonra 1485 (H.890) senesinde vefât etti. Afyonkarahisar Mevlevî Dergâhının bahçesine defnedildi. Definden sonra bâzı hâller görüldü. Talebeleri bunları hocalarının kerâmeti olarak kabûl ettiler. Bu sırada sâdece görünüşe bakarak konuşanlardan birisi bu hâllerin, talebeler tarafından uydurulduğunu, bunların aslının olmayacağı gibi sözler söyledi. Ayrıca kabre inkâr gözü ile baktığı anda, Allahü teâlânın gazâbına uğrayarak gözleri görmez oldu, dili tutuldu. Baştan ayağa kadar bütün vücûdu titremeye başladı. Bu hâle yakalandığının üçüncü günü kötü bir vaziyette öldü. Allahü teâlânın evliyâsı hakkında uygunsuz konuşmanın, onu inkâr etmenin cezâsını hemen gördü.

1) Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyye; (Sâkıb Dede; Mısır 1283) c.1, s.4
 
 
   
İBRAHİM HAKKIZ HZ. TEVFİZNAME  
  HAK ŞERLERİ HAYR EYLER
ZANNETME Kİ ĞAYR EYLER
ARİF ANI SEYR EYLER
MEVLAM GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER

GEÇMİŞLE GERİ KALMA
MÜSTAKBELE HEM DALMA
HAL İLE DAHİ OLMA
MEVLAM GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER

AZ YE AZ UYU AZ İÇ
TEN MEZBELESİNDEN GEÇ
DİL GÜLŞENİNE GÖÇ
MEVLAM GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER

BİRİ İŞİ MURAD ETME
OLDUYSA İNAT ETME
HAK'TANDIR O REDDETME
MEVLA GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER
 
H.Z. ÖMER (R.A)  
  BU GÜN ALLAH İÇİN NEYAPTIN!!!  
İMAMI RABBANİ R.ANH  
  MÜRŞİDİ OLMAYANIN MÜRŞİDİ ŞEYTANDIR...  
MEHMEDİM  
  Kanım TÜRK, soyum TÜRK, dünüm TÜRK, bugünüm TÜRK, ruhum TÜRK, duruşum TÜRK, ışığım TÜRK, TÜRK oğlu TÜRK'üm

Hepimiz ermeniyiz diyenlere duyurulur, HEPİMİZ MEHMETÇİĞİZ,

BİR ERMENİ ÖLDÜ,YÜZ BİNLER YÜRÜDÜ,HER YIL ON BİNLERCE ŞEHİT VERİYORUZ, HANGİNİZ YÜRÜDÜNÜZ... ALLAH'IM YÜCE TÜRK MİLLETİNİ KORUSUN!
 
Bugün 71 ziyaretçi (102 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol